DOLAR 32,3386 0.17%
EURO 35,1866 -0.02%
ALTIN 2.244,440,05
BITCOIN %
İstanbul
11°

PARÇALI AZ BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

AKP’nin ‘DENK’i çözüm üretemez

AKP’nin ‘DENK’i çözüm üretemez

ABONE OL
Mart 17, 2021 10:36
AKP’nin ‘DENK’i çözüm üretemez
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Hollanda’da oy verme işlemi bugün sona erecek. Seçime giren partilerden birisi de AKP ile bağlantılı DENK. AKP’den pek farklı olmayan DENK, göçmenlerin ve Türkiyelilerin hiçbir sorununa çözüm üretemez.

AKP’nin ‘DENK’i çözüm üretemez

Zafer Aydoğdu – Araştırmacı / Tarihçi

Sosyal demokrat parti saflarında milletvekilliği yapan iki Türkiyeli siyasetçi, parti içinde yönetimle ve diğer vekillerle, temel sosyal demokratik ilkeler ve değerler konusunda anlaşamadıkları için 2014’te ihraç edildiler. Bu tartışmalara Türkiyeli gençlerin IŞİD’e olan eğilimleri ile ilgili araştırma ve entegrasyon gibi konulardaki anlaşmazlık vesile oldu. Bunun üzerine iki milletvekili Şubat 2015’te yeni parti kurdular. İsmini de “DENK’’ (Düşün) koydular. Zaten birçok demokrat çevre bu şahısların sosyal demokrat bir partiye alınmasına önceden itiraz etmişlerdi. Parti bu şekilde saflarına cemaat ve çeşitli sağ görüşlü çevrelerin desteklediği kişileri almış oluyordu. Bu da ister istemez gerçekten de sol ve sosyalist görüşlü birçok seçmeni düşündürüyordu ya da partiden uzaklaşmalarına neden oldu.

Neden uyum sağlamakta zorlanmaktadırlar?

1986’dan bu tarafa yerel seçimlerle başlayan göçmenlerin demokrasiye katılım deneyimleri, bugün Hollanda ve Avrupa Parlamentosuna kadar uzandı. Yerel ve genel parlamentolarda Türkiyeliler oy kullanıyorlar ve temsilcilerini seçiyorlar. Fakat tüm bu deneyimlere rağmen, Hollanda siyasal hayatına uyum sorunu halen sürmektedir. Türkiye’deki siyasal yelpazeler doğrultusunda ayrışmaları ve saflaşmaları, tam manasıyla partilerin programlarını kavramamaları ve siyaset tarzını bir türlü içselleştirememeleri, etkin bir siyaset yapmalarının önünde engel oluşturmaktadır. Ayrıca herkes inançsal ve etnik olarak kendisine yakın gördüğü politikacılara oy veriyor. Partilere üye olan Türkiyelilerinde sayısı çok az. DENK bu uyumsuzluktan ve dengesizlikten doğdu.

DENK hareketini oluşturan unsurlar

Söz konusu DENK’i kuran şahıslar yukarda sıraladığımız birçok nedene uymaktadırlar. Üstelik yetiştikleri ortam bakımdan, muhafazakâr sağcı oldukları bilinmektedir. Saflarına zevahiri kurtarmak için, Fas veya Hollanda kökenli bazı siyasetçileri alsalar da öz itibari ile kendilerine oy verenler, Türkiye’deki sağ bloka oy veren çevrelerden oluşmaktadır. DENK’i kuranların İşçi Partisi’nden ayrıldıkları tarih (2014) ile, Avrupa’daki Türklerin Türkiye seçimlerine katılma tarihleri (2014) örtüşüyor. Buda DENK’in Türkiye’de hakim olan siyasete ortalama yüzde 70 oy veren kitlelerin ve teşkilatların desteğini alması ve yaratılan dalga ve atmosferden yaralanması demektir.

DENK kendisini siyasetin solunda, sosyal demokrat bir parti olarak yansıtmaktadır

DENK program itibari ile soldan birtakım tezleri devşirmiş olsa da fiiliyatta sol programdan çok uzak. Bu partiyi oluşturanların doğrudan Türkiye’deki sağ parti ve cemaatlerle bağları bilinmektedir. Kaldı ki, DENK’i kuran unsurlar bu cemaat ve siyasi çevreler içinde yetişmiş kimselerdir. DENK’i destekleyen çeşitli cemaatler, tarikatlar ve Türkiye üzerinden örgütlenen ve siyaset yürüten unsurların duruş ve yaklaşımları bilinmektedir. DENK daha çok dinsel tabanı homojen olan bir kitleye hitap etmektedir. Çoğulculuğu ve farklılığı savunmak, tüm farklılıkları da özümsemekten geçer. DENK böyle bir farklılığa dayanmamaktadır.

Ayrı örgütlenme yerine ideolojik temelde siyasal katılımcılık, izlenmesi gereken yoldur

Göçmenlerin ayrı örgütlenme veya siyasal olarak mevzilenme şekilleri ne derece onların Hollanda’da kabul görmelerine katkıda bulunmaktadır? Demokrasilerde etnik ve dinsel temelde örgütlenmek yasal bir özgürlük olsa da göçmenlikten kaynaklanan nedenlerden ötürü, tavsiye edilen bir yol değildir. Siyaset genele hitap eder ve tüm bir halk katmanını temsil eder ya da sınıfsal temelde tercihini yapan kitlelerin iradesini yansıtır. Kuşkusuz Hollanda’da hem dini hem de farklı bir yaşam tarzı doğrultusunda partiler mevcuttur. Göçmenlerin etnik veya dini temelde saflaşmaları, onların Hollanda siyasetine adaptasyonu bakımından birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Bu durumda insanlar geldikleri ülkelerin politikalarını, toplumsal çelişkilerini yeniden üretmektedirler.

Hollanda koşullarında ayrı veya soydaşlık temelinde örgütlenmek, göçmenlere hiçbir şey sağlamaz. Tam tersine onların siyasetten tecrit edilmesini de beraberinde getirmektedir. DENK arıları ayrı bir kovana çekerek, zapt etme yönteminin bir tezahürüdür. Doğrudan Türkiye siyasetinin devamı olmak, DENK mensuplarını da Hollanda zemininde zora sokmaktadır. Etnik azınlıkların elbette örgütlenme özgürlüğü bulunmaktadır. Türkiyelilerin yapması gereken mağduriyet politikası yerine, muhatap politikası izlemektir. Bunu yaparken, tecrit yerine, göçmenlerin sınıfsal çıkarları doğrultusunda, Hollanda işçi sınıfı ile birlikte mücadele etmekten geçmektedir. Böyle bir politika göçmenlerin pozisyonunu güçlendirir.

DENK özünde popülist bir harekettir

DENK Müslümanlara hitap ettiğini iddia eden, popülist bir harekettir. Popülist yaklaşımlar kitlelerin haklı taleplerine cevap vermemektedir. Oysa sınıfsal mevzilenme insanları doğru saflara yönlendirir. Popülist hareket aidiyet üstünden, konsolide olmuş, kapalı bir yapı oluşturur. DENK’te böyle bir oluşumdur. Cemaatleri ve inanç kurumlarını diğer partilere kapalı tutarak, onların doğrudan uzantısı olduğunu vurgulayarak, kendisine bir hakimiyet alanı yaratmıştır.

DENK adeta ikili bir kurgunun ürünüdür

Hollanda’da bazı çevreler Türkiyelilerin siyasete aktif olarak katılmalarını istememektedirler. DENK’in kurulduğu yıl Türkiyelilerin en yüksek seviyede mecliste temsil edildikleri dönemdir. DENK’in kurulması ile birlikte Türkiyelilerin oyları bölünmüş, barajın aşılmadığı durumlarda binlerce (artık) oy ırkçı partilere yaramıştır. Böylece Türkiyelilerin temsil hakları etkisizleştirilmiştir. Soydaşlık temelinde örgütlenmeler kitleleri doğrudan Türkiye’deki partilerin birer uzantısı haline dönüştürür. Hollanda kamuoyunda DENK algısı, bu partinin, Bulgaristan ve diğer ülkelerde olduğu gibi, doğrudan AKP’nin bir uzantısı olarak, soydaşlık temelinde kurulan bir parti yönünde. DENK’in birçok politikalarının da bu doğrultuda olduğu ve üslup bakımından da AKP’den farklı olmadığıdır. Yöntem, mantık ve söylem benzerliği göze çarpmaktadır. Ayrıca Alevi ve Kürt kökenli vekilleri hedef alarak, Türkiyeliler arasındaki çelişkileri körükleyen politikalar sergilemektedir.

Yerli ve yerli olmayan tartışması Wilders’i iktidara taşır

Bir bakıma Türkiyeli kitlelerin sınıfsal sorunlarını ve enerjilerini başka alanlara kanalize ederek, Neo-liberal iktidara hizmet etmektedir. Kaldı ki ırkçı faşist örgütlenmelerin arzusu, etnik olarak farklı olanların sürekli ayrışması ve izole edilmesidir. Hollanda toplumuna uyum sağlamayan ve tecrit olmuş bir oluşum nihayet faşizmin işine yarar. Mağduriyetten hareket etmek, ‘DENK’ hareketi ve ‘Wilders’ hareketi arasında birtakım benzerlikleri de çağrıştırmaktadır. Birisi yerli halkın, diğeri ise geldikleri ülkede tutunmakta zorlanan, göçmenlerin tepkimesidir. Bu DENK’e meşruiyet kazandırmaz. Çünkü yerli ve yerli olmayan arasındaki çelişki ve çatışmaları daha da körüklüyor. Kendi tribünlerine oynamak için, ırkçı Wilders hareketi ile de karşı karşıya gelmekte ve onca Türkiyeli genci sonuç vermeyecek çatışmaların içine sürüklemektedirler. Bu çatışmalar bazen sokağa taşınmaktadır. Bu durumdan en çok istifade eden PVV dir. Wilders ve DENK temsilcileri meclisteki sataşmalar ile, kendi saflarını pekiştirmektedirler. Ne de olsa zıt gözüken, ikiz kardeşler!

DENK hamasetle azınlıkların aldatılması, onların haklı taleplerinin etkisizleştirilmesidir

Genelde muhafazakar sağ bir temele dayanan ‘DENK’, göçmenlerin toplumsal sorunlarına cevap vermiyor. Hiçbir siyasi varlık gösteremeyen hareket, toplumların taleplerini ifade edemez. DENK hem yerelde hem genelde Türkiyelilerin siyasi güçlerinin heba olmasını sağlıyor. Mağduriyeti haykırmak, bu uğurda mücadele edilmeden düzeltilemez. Hazır kıtalara ve teşkilatlara dayanan bir parti, insanların çaresizliğini ve yoksulluğunu sömüren bir hareket olarak, onlara gerçekleştiremeyeceği vaatlerden başka bir şey veremez. Hamasetin ötesine gitmeyen, azınlık milliyetçiliğini veya küçük burjuvazi alışkınlıklarını aşamayan bir oluşum, elbette demokratik bir eğilim sergileyemez. Yabancıların birçok partide birden etkili olmaları, onların konumunu güçlendirir. Irkçılığa ve ayrımcılığa karşı tüm partileri birleştirir. Aksi taktirde azınlığın tepkisi, çoğunluğunda tepkisini kamçılar ve genel kabul görmez. 17 Mart seçimleri bir bakıma Hollanda’nın kaderini belirleyecektir. Bir tarafta 10 yıldır izlediği politikalarla, zengini daha zengin, yoksulu yoksul yapan Neo-liberal parti ve ona adeta ortam hazırlayan, sürekli yükselen ırkçı PVV partisi, diğer taraftan da küçülen sol. DENK’e giden oylar, Hollanda sağını daha da güçlendirmektedir. Yabancılara ve göçmenlere daha sağcı, ırkçı politikaların uygulanmasını meşrulaştırmaktadır. Oysa birçok sol parti saflarında, göçmenlerin haklarını en iyi şekilde müdafaa ve temsil eden adaylar bulunmaktadır. Onun için DENK bir tercih değil, aldatmaca ve dayatmadır!

Neden BirGün?

Bağımsız bir gazete olarak amacımız, insanlara hakikati ulaştırarak ülkede gerçek bir demokrasi ve özgürlük ortamının yeşermesine katkı sunmak. Bu nedenle abonelikten elde ettiğimiz geliri, daha iyi bir gazeteciliği hayata geçirmek, okurlarımızın daha nitelikli ve güvenilir bir zemin üzerinden bilgiyle buluşmasını sağlamak için kullanıyoruz. Çünkü banka hesabını şişirmek zorunda olduğumuz bir patronumuz yok; iyi ki de yok.

Bundan sonra da yolumuza aynı sorumluluk bilinciyle devam edeceğiz.

Bu yolculukta bize katılmak ve bir gün habersiz kalmamak için
Bugün BirGün’e Abone Ol.

BirGün; seninle güçlü, seninle özgür!

BirGün’e Destek Ol

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.